İrritabl Bağırsak Sendromu (İBS), Huzursuz bağırsak sendromu ya da spastik kolon olarak da adlandırılıyor. Hepimizin arada bağırsak düzeni bozulabilir, kabız ya da ishal olabiliriz, gaz-geğirme-şişlik yaşayabiliriz. Ama bu şikayetler çok sık hatta sürekli ortaya çıktığında, günlük hayatı bozacak düzeye geldiğinde Huzursuz Bağırsak Sendromu (IBS) tanısı düşünülür. Bu şikayetlerle gastro-enterologa başvurduğunuzda ve tetkikler yapıldığında İBS tanısı konulur.
İBS gaz-şişkinlik-karın gurultusu nedeniyle insanları çok bunaltan, sık sık tuvalete gitmeye sebep olan, dışarda yemek yemeyi zorlaştıran, tuvalet alışkanlıklarını değiştiren zor bir hastalık. Hastalığın psikolojik kısmı sıklıkla göz ardı edilebiliyor. Farklı ilaçlar probiyotikler ya da zor diyetler, ağır besin kısıtlamaları yapmaya çalışırken hastanın psikolojisi de iyice kötüleşiyor.
İBS tam sebebi anlaşılamamış bir hastalık. Çünkü bağırsakların yapısında belirgin bir değişiklik yokken bu kadar yoğun bağırsak şikayetleri olması, bağırsakların kontrolünü düzenleyen sinir sistemini yani beynin etkisini düşündürüyor. Son yıllarda beyin-bağırsak ilişkisi üzerinden IBS açıklanmaya başlandı. 2. beyin olarak adlandırılan bağırsaklardaki sinir sisteminin (enterik sinir sistemi) beyne çok fazla uyarı göndermesine bağlı olarak aşırı gaz, şişkinlik ya da ağrı hissi oluştuğu düşünülüyor.
Stresin İBS belirtilerini artırdığını biliyoruz. Muhtemelen stresle bağırsaklardaki sinir sistemi bağırsak hareketlerini farklı ya da aşırı algılıyor. Bu yüzden de bağırsaklardaki olağan seviyede olan şişkinlik gibi belirtiler beyin tarafından aşırı derecede hissediliyor ve fiziksel olarak bağırsak yapısında bir hastalık yokken beyin aşırı derecede ağrı, gaz ya da baskı hissini ortaya çıkarıyor. Bazı kişilerde özellikle heyecanlandıklarında, kaygılı olduklarında hemen gaz, şişkinlik, ishal gibi belirtiler olur. Bu da bize bağırsaklarımızın stresimizin, kaygımızın ya da üzüntümüzün bağırsaklarımıza etki edebildiğinin göstergesidir. Stres İBS belirtilerini tetikleyebiliyor ya da artırabiliyor. Hem stresi hem de İBS belirtilerini azaltmak için diyetlerden çok fiziksel aktivitenin özellikle de yürüyüşün çok daha faydalı olduğunu hastalarda çokça gözlüyoruz.
İBS, toplumda 100 kişden 8-22’sinde görülen bir hastalık. Geçmeyen, günlük yaşamı etkileyecek kadar şiddetli İBS varsa, tedavisinde biyopsikososyal yaklaşım denilen sadece bağırsakların biyolojisini ele almaya odaklanmayan, kişinin psikolojisinin ve etrafındaki sosyal çevrenin belirtilerine etkisini değerlendirmeye alan yaklaşım daha etkilidir. Bu nedenle eğer İBS belirtileriniz ilk adımda gastro-enterolog tarafından verilen farklı tedavilere yeterli cevap vermediyse ve
-Belirtilerinizi stres başlatıyorsa ya da stresle artıyorsa (örneğin kalabalık ve sessiz bir ortamda ses geleceğini düşünüp endişelendiğinizde bağırsak gurultuları/ağrı artıyorsa),
-Başkaları tarafından bu şikayetleriniz fark edilecek korkusuyla dışarı, kalabalığa çıkmaktan kaçınmaya başladıysanız
-Bağırsak alışkanlıklarınız tüm hayatınızı kontrol etmeye başladıysa
-Ev dışında bağırsak kontrolünüzü kaybedeceksiniz ya da başkaları fark edecek, anlayacak endişesiyle dışarı çıkmak, tuvalet olup olmadığını bilmediğiniz bir yere gitmekten ya da uzun yolculuk yapmaktan kaçınmaya başladıysanız, hayatınızı zorlaştıran önlemler çok fazlaysa mutlaka psikiyatriste başvurmalısınız.
İBS tanısı alan kişiler, hele de endoskopi-kolonoskopide belirgin bir şey bulunmayınca (temiz çıkınca) çok büyük bir hayal kırıklığı ve hatta bazen suçluluk hissetmektedirler. Çünkü bağırsaklarda bir şey çıkmayınca,hastalığın kişinin uydurduğu, abarttığı belirtiler olduğu düşünülebilir. Gastro-enterologunuz size psikiyatri doktoruna yönlendirmek istediğinde de daha da kızabilirsiniz.
Ancak size şunu söylemek isterim ki ‘enterik sinir sistemi’ olarak adlandırıdığımız mide ve bağırsaklarımızı yöneten sinir sistemi ve beynimizin nasıl birlikte çalıştığını, birbirini nasıl olumsuz etkilediğini hala tam olarak çözebilmiş değiliz.
İBS tam olarak sebebini netleştiremediğimiz bir hastalıktır. Uydurulan ya da sadece psikolojinin sebep olduğu bir durum değildir. Biyolojik bir hastalıktır. Ancak psikolojimizle etkileşimi çok fazladır.
İBS tedavisinde bazı psikiyatri ilaçları ve psikoterapi (özellikle Bilişsel-davranışcı terapi) belirtileri azaltmada etkilidir (Everitt 2019, Xie 2015).
İBS tedavisinde son yıllarda özellikle bilişsel davranışcı terapi hem bireysel hem de grup terapisi olarak kullanılmaya başlandı. Bu terapide kişinin belirtilerini nasıl yorumladığı, nasıl tepki verdiği, kullandığı kaçınma/önlem alma yöntemlerinin işe yarayıp yaramadığı hastayla birlikte değerlendirilmektedir. Bedende hissedilen belirtilerin (ağrı, gaz, şişkinlik, baskı, tuvalete çıkma hissi gibi) tetiklediği endişe gibi duyguların ve olumsuz düşüncelerin bu bedensel belirtileri artırdığını siz de fark etmişsinizdir. Kaçınma ve önlem alma davranışları her ne kadar o sırada geçici rahatlama sağlasa da aslında uzun vadede daha fazla olumsuz etki yapmaktadır. Terapide bu davranış kalıplarının etkileri, fayda ve zararları da derinlemesine hastayla konuşulmaktadır. Bunun yanında gevşeme teknikleri de kişiye öğretilmektedir.
Kaynaklar
1- https://www.amazon.com/Cognitive-Behavioral-Treatment-Irritable-Bowel-Syndrome/dp/157230135X
Cognitive-Behavioral Treatment of Irritable Bowel Syndrome: The Brain-Gut Connection 1st Edition. Brenda B. Toner PhD (Author), Zindel V. Segal PhD (Author), Zindel V. Segal (Author), Brenda B. Toner (Author)
2- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30971419/
Cognitive behavioural therapy for irritable bowel syndrome: 24-month follow-up of participants in the ACTIB randomised trialLancet Gastro-enterology HepatologyHazel A Everitt 1 , Sabine Landau 2 , Gilly O'Reilly 3 , Alice Sibelli 4 , Stephanie Hughes 3 , Sula Windgassen 5 , Rachel Holland 2 , Paul Little 3 , Paul McCrone 6 , Felicity L Bishop 7 , Kim Goldsmith 2 , Nicholas Coleman 8 , Robert Logan 9 , Trudie Chalder 5 , Rona Moss-Morris 42019 Nov;4(11):863-872.
3- https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/26252008/
Efficacy and Safety of Antidepressants for the Treatment of Irritable Bowel Syndrome: A Meta-Analysis Chen Xie 1 , Yurong Tang 1 , Yunfeng Wang 2 , Ting Yu 1 , Yun Wang 1 , Liuqin Jiang 1 , Lin Lin 1 PLoS One2015 Aug 7;10(8):e0127815.