Sizde Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Var mı?


Çocukluğunuzdan beri,

  • Dikkatiniz çok kolay dağılıyorsa,
  • Bir şeye odaklanmanız gerekirken sık sık aklınıza başka düşünceler geliyorsa,
  • İşte, sınavlarda dikkatsizce basit hatalar yapıyorsanız,
  • Zamanı ayarlayamıyor, organize olamıyorsanız,
  • İşlerinizi öncelik sırasına koyamıyorsanız, öncelikleri belirlemekte zorlanıyorsanız,
  • Yapmanız gerekenleri/ verdiğiniz sözleri sık sık unutuyorsanız ve bu nedenle çevrenizden 'sorumsuz olduğunuza', dağınık oldugunuza dair eleştiriler alıyorsanız,
  • Yavaş ve detaylı, uzun uzun konuşanlara tahammül edemeyip dinleyemiyorsanız,
  • Monoton işlerden kolayca sıkılıyorsanız,
  • Ani tepki verip, sık fikir değiştiriyorsanız
  • Sabırsızsanız, çabuk sıkılıyorsanız, gözü kara aklına eseni yapan, bir sonraki adımı planlamadan, sonrasını düşünmeden hareket eden biriyseniz

Bu özellikleriniz nedeniyle ilişkilerinizde, iş yaşamınızda ve ailenizle sorunlar yaşıyorsanız

Bu özellikleriniz nedeniyle iş hayatında sorun yaşıyorsanız veya uzun süreli ilişkileri beceremiyorsanız

Siz de 'Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)’ olabilir.


Çocuklukta DEHB belirtileri daha belirgin olarak fark edilebilir.

Çocukluktan itibaren ders dinlemekte, kendi kendine ders çalışmakta zorlanma, aşırı hareketlilik, yerinde duramama gibi belirtiler varsa çoğunlukla ilkokul-ortaokul döneminde zaten ebeveynler ya da öğretmenler bu durumu fark edebiliyor ve doğru yönlendirmeler ile çocuk ergen psikiyatristleri tarafından tanı net koyulabilir ve tedaviler de başlanır.


Ama sadece dikkat eksikliği varsa veya belirtilerin şiddeti hafif düzeydeyse, çocuğun zihinsel kapasitesi iyiyse ya da okulda akademik olarak zorlanmıyorsa DEHB hiç fark edilmeyebilir.  Bazen de tanı hekim tarafından konulsa bile aileler çocuklarına ilaç içirmek istemedikleri için ilaç ya da düzenli çocuk psikiyatristi değerlendirmesi eksik kalabiliyor.


DEHB’si fark edilmeyen ya da önemsenmeyen gençler özellikle lise son sınıfta veya üniversite sınavı döneminde yavaş yavaş zorlanmaya başlayabiliyorlar. Bu dönemin özelliği ise akademik açıdan önceki okul yıllarına göre daha zor bir dönem olması.  Sürekli dersane, özel dersler var, gençlerin tüm gün çalışmaları ve dikkatlerini yoğunlaştırmaları gerekiyor. Bir de üstüne eklenen sınav kaygısı olursa, dikkat eksikliği daha kolay ortaya çıkabiliyor/artabiliyor. Bu döneme denk gelen ergenlik/akran sorunları da gençlerin dikkatlerini dağıtıp hayatlarını daha da zorlaştırabiliyor.


Çoğunlukla çocuklukta fark edilmeyen ya da yeteri kadar tedavi edilmemiş DEHB varsa gençlikte üniversiteyi bitirememe, lise sonrası yurt dışında okumaya gidince okuyamama, madde bağımlılığı,  şiddetli ilişki sorunları, bir işte düzenli çalışamama yani ‘hayatta dikiş tutturamama’ gibi durumlar olursa altından  tedavi edilmemiş  DEHB tanısıyla sıklıkla karşılaşabiliyoruz.


Çocuklukta yüz çocuktan 5- 10’unda görülen DEHB, yetişkinlikte 100’ de 2 kişiye düşüyor. Çocuklukta erkek çocuklarda daha fazla görülürken, yetişkinlikte kadın-erkek oranı yakın orandadır. Kız çocuklarda daha çok dikkat eksikliği görülürken, erkeklerde hiperaktivite daha sık görülmektedir. Çocukluk çağında başlayan DEHB belirtilerinin yaklaşık %50’sinin yetişkinlikte de şiddeti azalmakla birlikte devam ettiği düşünülüyor. Bu nedenle DEHB sadece çocukluk döneminde değil, gençlik ve yetişkinlikte de sorunlara yol açan bir bozukluktur.

 

DEHB’de 3 belirti grubu var.

  • Dikkat Eksikliği -Dikkatin çabuk dağılması, çelinmesi, odaklanamama, dikkatsizlik,
  • Hiperaktivite -Aşırı hareketlilik, kıpır kıpır olma, aşırı konuşkanlık,
  • Dürtüsellik - Fevri, düşünmeden hareket eden bir, aklına geleni hemen söyleyen, konuşmaları sık sık  bölen, patavatsız,  kontrolsüz, düşünmeden çok tehlikeli şeyler yapan bir çocuk/genç  gibi tarif edilen durumdur.  

Bu belirtiler aileler ya da gencin kendisi tarafından çok fark edilmeyip mizaç gibi görülebilir.  Yaş ilerledikçe çoğunlukla hiperaktivite azalır, dikkat dağınıklığı ise daha uzun süre devam eder. Dürtüsellik de çoğunlukla yaşla azalır ama yetişkinlikde iç huzursuzluğu şeklinde sürebilir.


DEHB’de gelişimsel olarak önbeyin (prefrontal korteks) gelişiminin /olgunlaşmasının kronolojik yaşa göre geciktiği ve de bu gecikmeye bağlı olarak dikkat ve zihinsel engelleme (inhibisyon) süreçlerinde bozulma ortaya çıktığı düşünülmektedir.  DEHB’nin kalıtımsal geçme olasılığı çok yüksektir. Birinci derece akrabada varsa, çocukta da görülme oranı 5-10 kat artmaktadır.


Beynin gelişimsel yani doğuştan ortaya çıkan bir bozukluğu gibi düşünülen DEHB’de çocuklukta özgül öğrenme güçlüğü, uykuya dalmada sorunlar, kaygı, depresyon, madde kullanımı gibi ek psikiyatrik tanılar sıktır. Yetişkinlikte ise en sık anksiyete, depresyon, uyku bozukluğu, madde-alkol kullanımı görülür.

Çocukluk, gençlik ya da yetişkinlikte de DEHB’nin tedavisi aynıdır. Tedavi psiko-eğitim (bozukluk hakkında bilgilendirme), ilaç tedavisi ve sorun odaklı psikoterapiyi (gerektiğinde  bilişsel davranışçı terapi gerektiğinde aile-çift terapisini) içerir.

Aileler çocuklarına DEHB ilaçlarını bağımlılık yapar endişesiyle vermekten kaçınıyorlar ya da ‘psikiyatriste gitmeye gerek yok, sadece ilaç veriyorlar’ şeklinde düşünebilirler.


Ancak ilaç tedavisi almayan/psikoterapi almayan DEHB’li gençlerde ve yetişkinlerde

  • Akademik başarısızlık (sık sınıf tekrarı, okul bitirememe)
  • Kendini yetersiz/başarısız görme,
  • Arkadaşlık ilişkilerinde sorunlar, sık duygusal dalgalanmalar,
  • Dürtüselliğe bağlı sorunlar (sık kaza yapma, alkollü araba kullanma,
  • Sigara -alkol-madde kullanımında artış
  • Hayatını disipline edememe-planlayamama- erteleme-kararsızlık-zaman yönetimi sorunları-uykusuzluk- internet bağımlılığı   sık görüyoruz.

Bu nedenle sadece çocuklukta değil, gençler ve yetişkinlerde de psikiyatri uzmanı gerekli görüyorsa ilaç tedavisi ve psikoterapi mutlaka uygulanmalı.

İlaç tedavisinin etkisini araştıran bir çalışmada eğer DEHB’li çocuk/genç ilaç kullanırsa ileri dönemde cinsel yolla bulaşan hastalık kapma oranının ve suç işleme oranının %40 azaldığını saptamış. Hatta DEHB tedavisi alanlarda,  almayanlara göre trafik kazası yapma, acile başvurma oranlarını azalttığını gösteren çalışmalar var.

(Mohr-Jensen C, Müller Bisgaard C, Boldsen SK, Steinhausen HC. Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder in Childhood and Adolescence and the Risk of Crime in Young Adulthood in a Danish Nationwide Study. J Am Acad Child Adolesc Psychiatry. 2019 Apr;58(4):443-452. doi: 10.1016/j.jaac.2018.11.016.)   ( https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/30768385/ )

DEHB ilaçlarının bağımlılık yaptığına dair kulaktan dolma bilgilerle ilaç kullanmak ya da çocuğuna kullandırmak istemeyenler oluyor ancak uzun dönem takip edilen çocuklar, gençler ve yetişkinlerin ilaca bağımlılık geliştirmedikleri, tam tersine ilaç kullanmayanlarda, ilacı kullananlara göre madde bağımlılığının daha fazla olduğu saptanmış.

(Chang Z, Lichtenstein P, Halldner L, D'Onofrio B, Serlachius E, Fazel S, Långström N, Larsson H. Stimulant ADHD medication and risk for substance abuse. J Child Psychol Psychiatry. 2014 Aug;55(8):878-85.) (https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/25158998/)


Ebeveynler için, çocuklarında tembellik gibi düşündükleri durum aslında uzun süredir fark edilmemiş ve müdahale edilmemiş bir DEHB olabilir. Bunu ayırt etmenin yolu da bir psikiyatri uzmanına başvurup uzman görüşü almak olmalıdır.